
Kadınlara has en büyük değişimin yaşandığı gebelikte doğuma kadar hep doğum günü hesaplamaları yapılır. Gebe kalınan günü tespit etmeye çalışmak, hesaplayıcı takvimlerden yararlanmak, ultrason hesabına göre doktordan fikir duymak kadın için önemlidir. Çünkü gebelik oldukça farklı duygu seli ile gelecektir. Yeni bir canlıyı dünyaya getirmenin gününü bilmek ruhen ve maddesel olarak bu duruma hazır olmak önemlidir. Evde yaşayan diğer bireyler, aile büyükleri içinde bu durum böyledir. Herkes kendisini bu güne göre ayarlamak ister. Doğum yapılacak hastanenin seçimi, doğum yapılacak haftanın tespiti ve buna bağlı tüm hazırlıklar dokuz ay boyunca artarak çoğalır…
Gebelikte en önemli ölçüt son adet tarihinin iyi bilinmesidir. Bu tarih ile ve ultrason bilgileri ile takribi bir doğum günü hesaplanabilir. Ortalama bir değerle ne zaman doğuracağım sorusu cevap bulacak olursak; son adet başlangıcının ilk gününden üzerine 280 gün eklemek gerekir. Bu da demek oluyor ki 40 haftalık bir süreci bitirmek zorundayız. Bu değerler yüzdeleri yüksek olan ve en çok görülebilecek gebelik süreçlerini ifade etmektedir. Aslında 38 ile 42. haftalar arasında bebeğin dünyaya geliyor olması kabul edilir çizgileri kapsamaktadır.
Tüm bu gebelikte doğum sürecinin hesaplanması koşulları temsili bir takvimdir. Çünkü hiçbir zaman kadın tam olarak ne zaman doğuracağını tespit edemez. Kız bebekler genellikle anne karında 38. haftasını doldurunca dünyaya gelmek için acele ediyorken, erkek bebekler daha çok 40 ile 42. haftaya kadar bekleyebilecektir. Doğum kendisi başlamıyorsa bile yinede gebeler haftalık olarak sürekli takibe alınırlar. Burada hekimler hastane koşullarında doğumu başlatacak, doğum gününe mecburi bir kararla yön verecekken, bazı bebeklerde vaktinden önce dünyaya gelmek için sabırsız olabilirler. Elbette bunda etken annenin yaşadığı fizyolojik durumlar, amniyon sıvısının dengesi, annenin ruhsal değişimleri, yaşadığı hayatta bir anda deneyimlemek zorunda olduğu süreçler doğumu erkene çekebilir.
Beklenmeyen yakınlıkta doğum süreci başlarsa, doğum ait belirtiler olacaktır. Aşırı sancı, kanama, suyun gelmesi, bebeğin hareket etmediğinin hissedilmesi gibi oluşumlar kadına telaş yaşatır. Bazı bebekler 38. haftaya erişmeden de erken doğumla dünyaya gelip yaşama tutunabilirler. Bu yüzden doğum gününe odaklanmak yerine doğum belirtilerini iyi bilmek, doğum çantasını hazırlamak, doğuma yoğunlaşmak, doğumdan korkmamak gerekir. Ne zaman doğuracağım sorusuna yanıt ararken 40. haftayı doldurmuş isek, evham yapmadan 2. haftamızın daha gebelikle geçebileceğini bilmek gerekir.