
Çoğul gebelik, rahmin içinde birden daha fazla sayıda fetusun oluşmasıdır. Bu fetuslar tek bir yumurtanın sperm tarafından döllenip, bölünme aşamasında ikiye ayrıldığı tek yumurta ikizleri ya da iki veya daha fazla sayıda yumurtanın spermle döllenmesiyle meydana gelen çift yumurta ikizleri olabilir. Bunlardan tek yumurta ikizleri genetik açıdan aynı, çift yumurta ikizleri ise, aynı veya farklı cinsiyette olurlar. Bu şekilde çoğul gebelik görülme sıklığı yaklaşık 85 doğumda bir görülmektedir. Ailede özellikle anne ve babanın ikiz olma durumu varsa, bu olasılık daha yüksek olmaktadır. Aynı zamanda yumurta arttırıcı ilaç kullananlarda ve tüp bebek tedavisinde çoğul gebelik şansı daha fazla olur. Çoğul gebeliklerde genellikle ikiz doğumlar söz konusudur. Ancak üçüz, dördüz gibi gebeliklerde az da olsa gerçekleşebilir.
Çoğul gebeliklerde anne adayını ve bebeği bekleyen bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu tür gebeliklerde anne adayının taşıdığı yük artar ve dolayısıyla gebelikle ilgili olan belirtileri de daha yoğun yaşar. Bulantı ve kusma yakınmaları artan kadının, düşük riski de tek gebeliklere göre daha fazla olur. Bu süreçte kansızlık, erken doğum tehdidi, gebelik hipertansiyonu gibi sorunlar daha ciddi gelişir. Bu gebeliklerden doğacak bebeklerin prematüre doğması, düşük doğum ağırlığıyla doğması, doğum sonrası beslenme güçlüğü gibi sorunları olur. Ayrıca tek yumurta ikizlerinde, bölünme aşamasında yapışık kalma olasılığı bulunmaktadır.Çoğul gebeliklerde erken doğum riski
Çoğul gebeliklerin en büyük sıkıntısı erken doğum riskinin olmasıdır. Yani gebelik erken dönemde sonlanabilir. 37. gebelik haftasından önce doğan bebeklere prematüre denir. Çoğullarda doğumlar genellikle 34. hafta civarında sonlanır. Eğer doğum kendiliğinden gerçekleşmezse genellikle 37. haftada hekim tarafından sonlandırılır. Çünkü bu süreden sonra devam eden gebeliklerin daha sıkıntılı bir süreci olur. Çoğul gebelikleri olan kadınlar daha fazla doktora gitmek zorunda kalırlar. Gebelikte birden fazla sayıda bebeğin hem taşınması, hemde doğumdan sonra bakılması gerçekten zordur.
Çoğul gebelik halinde en iyi seçim sezaryenle yapılan doğumdur. Normal doğum bebekler ve anne adayı açısından risk kabul edilmektedir. Genellikle gebeliklerin son aylarında bebeklerin anne karnındaki pozisyonuna göre, doğum şekline karar verilmektedir. Önemli olan bebekler ve anne adayı için risk olmayacak yöntemin tercih edilmesidir. Vajinal doğum kararı alınmış olsa da, doğum sırasında gelişebilecek sorunlara karşı sezaryenle doğuma geçiş yapılabilir. Fakat çoğul gebeliklerde kadınların sezaryenle doğum yapma olasılığı daha yüksek olur.
Çoğul gebelik yaşayan anne adaylarında depresyon riski daha fazla olur. Anne adayında daha önce depresyon olmasa bile, gebelik sırasında meydana gelen değişimler depresyona olan yatkınlığı arttırmaktadır. Bu durum çoğul gebeliklerde daha fazladır. Özellikle bebeklerini erken doğum veya başka komplikasyonlar sonucunda kaybeden anne adayları, bunun daha fazla etkisinde olurlar.
Çoğul gebeliklerde 9 ayın sağlıklı bir şekilde geçmesi için, beslenmeye önem verilmelidir. Bu gebeliklerdeki beslenme tekil gebeliklere benzese de, alınan besin maddelerinin miktarlarında değişiklikler olmaktadır. Anne adaylarının besin maddelerine ihtiyacı daha fazla olmaktadır. Özellikle demir, kalsiyum, omega 3 yağ asitleri ve proteine daha fazla ihtiyaç duymaktadırlar. Bunun için yapılacaklar;
Bebeklerin doğumuyla birlikte, anne adayının yorgunluğu daha fazla olur. Bu aşamadan sonra birden fazla sayıda bebekle uğraşmak, bunların bakımları, bebeklerin her birine aynı ilgiyi gösterebilmek, annenin en fazla zorlanacağı konudur. Bu sorun haline gelirse, doğum sonrasında bile depresyon etkisine girebilirler.
Çoğul gebelikler sadece annenin etkilendiği bir durum değildir. Aynı zamanda aile bireylerinin her biri, baba ve varsa diğer çocukların etkilendiği bir durum söz konusudur. Tekil gebeliklere oranla, ailelerin daha fazla stresli ve gergin olması mümkündür. Özellikle ilk defa çoğul gebelikle karşılaşmış aileler daha fazla etkilenmektedir. Gebelikleri daha riskli geçmekte, cinsel yaşamın bile daha erken dönemde kısıtlanması nedeniyle, eşler arasında sorun yaşanabilmektedir.
Doğumdan sonra birden fazla bebeğin bakımı, ev içindeki düzenin değişmesi, bebeklerin doğumuyla ekonomik açıdan giderlerde artış meydana gelmesi aile içinde çatışmaların olmasına neden olabilir. Gebelik sırasında prematüre doğum riskinin artmış olması, düşük olasılığının fazla olması, bebeklerin düşük doğum ağırlığıyla doğması nedeniyle bakımının daha yoğun şekilde yapılması gibi etkenler aileye ilave maddi ve manevi yükler getirir. Özellikle manevi açıdan tüm ilgi ve alakanın bebeklere yönelmiş olması, eşlerin arasında bazı sorunların yaşanmasına neden olur.
Ailede başka çocuklar varsa, bebeklerin doğumuyla birlikte kendini ihmal edilmiş olarak hissedebilir. Bu durumda eşler arasında olan dengenin korunması, aralarındaki ilişkinin temellerinin sağlamlaştırılması çok önemlidir. Özellikle aile büyüklerinin bu konuda yapacağı destekler, eşlerin bebeklerin sorumluluğu alma açısından en büyük yardım olacaktır.
Çoğul gebelikler sonucunda doğan bebeklerin gelişim sorunları ve genetik defektlerin olma olasılığı daha fazla olur. Bu tür sorunların olması halinde, ailedeki düzenin tamamen değişmesi söz konusu olacaktır. Ülkemizde genellikle bu tür sorunlarda baba bunun dışında kalmayı tercih etmekte ve tüm yükü annenin üzerinde bırakmaktadır. Bu şekilde bozulan aile ilişkisi, anne ve babanın bu konuda depresyon içine girmeleri nedeniyle, ailelerin parçalanmasına neden olabilir. Bu nedenle aileler çoğul gebeliklerde daha özenli olmalı, her şeye hazırlıklı olmalıdır.