
Kusma: Mide ve ince barsak üst kısmının içeriğinin diafragma ve karın kaslarının kasılması sonrası ağız yolundan boşalmasıdır.
Emezis: Bulantı ve kusmanın tek sözcükle ifadesidir. Refleks bir olaydır. Gebelikte görülen bulantı ve kusma durumuna Hiperemezis Gravidarum denir.
Bütün gebeliklerin %85’inde bulantı, kusma vardır. Gebelikteki bulantı ve kusmaların inatla devam etmesi sonucu kilo kaybı, dehidratasyon yani sıvı kaybının eklenmesi ile tablo oluşur.
Beyinde özel bir bölgedeki kemoreseptör yapıda duyusal bir alan olan “Kemoreseptör Triger Zone” bulantı ve kusma merkezi olarak değerlendirilebilir. Bu alan çeşitli ilaçlar veya gebelikte olduğu gibi hormonal bir takım değişikliklere maruz kaldığında bulantı ve kusma oluşur. Yani gebelikteki hormonal değişim, bu durumu başlatan mekanizmaları tetikler.
Erken yaş gebeliğinde, ilk gebeliklerde, vücut ağırlığı fazla olanlarda, endüstriyel toplumlarda daha sıktır. En sık, 6-16. gebelik haftalarında görülür.
Evet, bazı psikolojik ve sosyal durumlarda bu hastalık tetiklenebilir:
Hastalığın şiddetine bağlı olmakla birlikte 3 önemli değişiklik oluşur.
Bu değişiklikler tablonun ağırlığını ve tedavinin de yönetimini belirleyen temel ögelerdir.
Hafif olgularda önerilerimiz;
Ağır olgularda ise;
Su kaybının ve tuz açığının tedavisi amacıyla hasta, hastaneye yatırılır. Açlık hissinin giderilmesi amacıyla glikoz içeren serumlar verilir. B1, B6 ve C vitaminleri bu sıvılara eklenir. Hastanın sıvı elektrolit dengesi ve kan şekeri seviyeleri kontrol altına alınana dek tedavi sürdürülür. Genelde 1-2 günlük süreç sonucunda hastalar taburcu edilir.
Tüm hamilelik boyunca erken gebeliğin en keyifsiz dönem olarak anılmasına bulantı kusma şikayeti sebep olur. Beta HCG hormonunun artışı beyindeki kusma merkezini harekete geçirir. Genellikle 6. Haftadan sonra başlayan bulantılara çoğu zaman kokulara karşı hassasiyet, iştahsızlık ve kusma eşlik eder. Daha çok sabahları olan bulantı ve kusma şikayeti altta yatan başka bir hastalık yoksa 12-14. haftalarda sona erer. Gebelerin çok az bir kısmında çok aşırı kusma izlenir. Bu duruma gebeliğin aşırı bulantısı anlamına gelen “hiperemezisgravidarum” denir.
Kusma şikayeti olan gebelerin önemli bir bölümü günde bir iki kez ve daha çok sabahları görüldüğünü tarif eder. Bir kısmındaysa bulantı ve kusma öyle şiddetlidir ki su dahi içemediklerini söylerler. Tablo böyle geniş olduğu için yapılan tetkik ve tedavi türleri de değişiklik gösterir. Hafif vakalar genellikle ayaktan ilaçsız takip edilir. Birtakım önerilerde bulunulur ve uyulduğu takdirde genellikle faydalı olur;
Eğer gebe çok kusuyorsa sıvı ve elektrolit kaybı olacaktır. Yapılan idrar testinde vücudun sıvı açığını gösteren keton maddelerinde artış görülür. Bu nedenle gebenin hastaneye yatırılarak kaybedilen sıvı ve elektrolitin yerine konulması gerekir. Damardan verilen serum ve ilaçlarla genellikle 1-2 günde tablo düzelir. Tedavide B vitamini kombinasyonları kullanılır ve ayaktan takip döneminde de B6 vitamini fayda sağlar.
Tedaviye dirençli vakalarda altta yatan başka bir neden olabilir. Çoğul gebelikler ve mol gebeliği durumu dışında hamilelikten bağımsız karaciğer safra yolları rahatsızlıkları, pankreas hastalıkları, mide barsak tıkanmaları ve tiroit bezi problemleri gibi birçok özel durum tetkik edilmelidir. Bu durumlar nadir olarak gözlenen ve şiddetli kusmanın görülebileceği hastalıklardır. Gebelikte teşhis edilip tedavi edilebilirler.