
Her dört kadından birini etkileyen miyomlardır. Kadınlarda adet düzensizliği, ağrı, kısırlık, sıkça idrara çıkma gibi rahatsızlıklara neden olan tümörlerdir. Tedavileri uygun şekilde yapılmadığında, rahmin kaybedilmesine kadar gidebilir. Miyomlar cerrahi yollarla tedavi edilebilir. Ancak son yıllarda ameliyatsız tedavi yöntemleri sayesinde daha konforlu şekilde miyomlar yok edilmektedir.
Ameliyatsız miyom tedavisinden biri miyom embolizasyonu, diğeri ise ameliyatsız akustik miyom tedavisidir. Miyom embolizasyonu ileri tanı ve tedavi merkezlerinde girişimsel radyoloji ünitelerinde başarıyla uygulanmaktadır. Tedavide miyomun beslendiği damar tıkayıcı maddelerle kapatılarak, miyomun beslenmesi kesilmekte ve miyomlar yok edilmektedir. Akustik miyom tedavisinde ise, ses dalgaları kullanılarak, ısıyla miyomlar tahrip edilir.
Ses dalgaları sayesinde uygulanan bu tedavi yöntemi, pek çok kadında başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Ameliyat yapılmasına gerek kalmadan, hastanın anestezi almasına gerek duyulmadan, doğru seçilen hastalara uygulanırsa, miyomların başarılı şekilde yok edilmesi mümkün olur.
Miyomların içine hedeflenen ses dalgalarıyla küçük bir bölge fokuslanmaktadır. Buradaki miyom dokusu yüksek enerji kullanılarak 60-70 derecede ısıtılıp tahrip edilmektedir. Bu işlem yapılırken, çevredeki dokular ya da ciltte hasar olması söz konusu değildir. Hedeflenen alanın hassas bir şekilde görünmesi için, işlem sırasında magnetrezonanas tomografisi (MRT) devamlı şekilde kullanılmaktadır. Bu tedavinin planlanmasında, tedavi edilecek hedef dokunun belirlenmesi ve miyomun çevresinde olan sinir gibi önemli dokuların korunabilmesi mümkündür. Vücutta gerçekleşen ısı değişimlerini gösterebilen MRT tek yöntemdir. İşlem sırasında devamlı olarak görüntü sağlayan bu ısı haritası sayesinde, gerekli olan ısıya ulaşılır ve bu ısının aşılmaması sağlanır. Bu yapılırken dokunun yeterince tahrip edilip edilmediği de sürekli kontrol edilir. Bu uygulama radyasyon içermediği gibi, işlem yapılırken anında görüntü almayı da sağlamaktadır. Hasta için sadece işlem yapılırken rahatlaması için, hafif bir ağrı kesici ya da sakinleştirici yapılmaktadır. Bu tedavi iki saat gibi kısa bir sürede tamamlandığı gibi, kadının yaşam standardını yükseltmekte, tedavinin maliyetlerini düşürmekte, daha az ağrı duyulmasına ve hastaneden çıktıktan sonra hastanın normal yaşantısına hemen geri dönebilmesi gibi olumlu yönleriyle tercih edilir.
Akustik miyom tedavisi miyom hastalarının % 25 inde başarıyla uygulanabilir. Tedavinin bütün aşamaları yaklaşık 4 saat içinde biter. Hastalara tedavi sürecinde, sadece damardan yatıştırıcı ilaç verilmektedir. Hastalar jinekolojik değerlendirmeden geçirilerek, MR görüntülemesiyle miyomunun bu tedaviye uygunluğu tespit edilir. Tedavi bittikten sonra hasta 6-12 ve 18 ayda jinekolojik muayeneden geçirilir. Gerektiği takdirde MR tetkikleri yeniden yapılır.
Embolizasyon rahimde yerleşen miyomların ameliyatsız olarak tedavi yöntemlerinden biridir. Bu damar içinden gerçekleştirilen ve cerrahi girişim gerektirmeyen bir tedavi yoludur. Bu tedaviyle hastanın rahmi korunur ve miyomların tedavisi başarıyla yapılır. Hastalar son derece konforlu bir şekilde miyom sorunlarından kurtulur.
Embolizasyon tedavisi sırasında, anjiyografi yardımıyla hastanın kasıktaki damarından bir iğneyle girilerek, çok ince bir kateterle rahim ve miyomu besleyen atardamara ulaşılır. Bu işlemin ardından özel cihazlarla damarlar tıkanıp, miyomun beslenmesi kesilmektedir. Bu tedaviyle % 90 hastada şikâyetler ortadan kaldırılmaktadır.
Ameliyatsız miyom embolizasyonu uygulaması klinik olarak miyomdan kaynaklı şikâyetleri olmayan kadınlara uygulanmaz. İltihabi rahatsızlıklarda ya da kanserli olduğu şüpheli olan miyomlara embolizasyon tedavisi yapılamaz. Kadının gebe olma olasılığı varsa, yine bu tedaviyi uygulama olanağı bulunmamaktadır. İyot alerjisi bulunan, kronik böbrek hastası olan kadınlarda, zorunluluk olduğu zaman özel önlemler alınıp, miyom embolizasyonu tedavisi uygulanabilir.
Hastanın tedaviye başlamadan önce ultrason tetkiki ve ( MR ) Manyetik Rezonans görüntülemeyle rahmi, üreme organları ile miyomları incelemeye alınır. Bu ölçümler yapılarak, organ ilişkileri değerlendirilir. Hasta her açıdan detaylı bir muayeneden geçirilir. Kullandığı ilaçlar, alerjileri, tıbbi özgeçmişi sorgulanır. Hastanın gebe olup olmadığı hakkında da sorgulama yapılır. Her şeyin uygunluğu belirlendikten sonra, tedavi için uygun olan planlama yapılır.
Tedavinin uygulanacağı sabah, hasta aç olması gerekir. Bu tedavi için lokal anestezi yeterlidir. Ancak hastanın rahat olması ve gerilimli olmaması için, bu uygulamanın anestezi doktoru tarafından yapılması gerekir. Embolizasyon tedavisi girişimsel radyoloji ünitesi anjiyografi salonunda uygulanmalıdır. Hasta steril koşullar hazırlanarak yatırılır ve üzeri örtülür. Hastanın kasığından atardamardan bir iğneyle girilir. Daha sonra ince bir kataterle ince tüplerle hastanın atardamarına ilaç verilerek, görüntüleme yapılır. Rahimdeki damarların detaylı olarak değerlendirilmesi ve miyomun görüntülenmesinden sonra, ince bir kataterle miyomun beslendiği damara girilir. Bu damara mikron boyutunda özel bir madde verilip, miyomun beslenmesi kesilir. Rahimde olan miyomlar iki taraftan da beslendiğinden, aynı işlemler diğer tarafa da girilerek uygulanır.
Miyom embolizasyonu bitince, anjiyografi çekimleriyle yapılan işlem kontrol edilir. Uygulama gerçekleştiyse, katater yerinden çıkarılır. Ardından kataterin sokulduğu damara elle basınç uygulanır ve bu şekilde kanama olmaması sağlanır. Bu diğer anjiyografi uygulamalarında olduğu gibi, hasta yatağına yatırılarak dinlenmesi ve damarın iyileşmesi sağlanır.
Miyom embolizasyonu sadece bir saat içinde tamamlanır. Hastanın gerekli kontrolleri yapılır ve yatak istirahati yapması için odasına alınır. Tedaviden sonraki gün tekrar değerlendirilen hasta, uygun olduğu takdirde ilaçları yazılarak taburcu edilir.
Tedaviden sonraki birkaç gün süreyle hastalarda halsizlik, kasıkta ve karında ağrı, hafif ateş, aralıklı olan kramp ağrıları gibi belirtiler hissetmesi normaldir. Bu etkiler verilen ilaçlarla kontrol altına alınır. Tedaviden sonraki gün hastanın yürümesi ve hafif günlük aktivitelerini rahatlıkla yapabilecek düzeye gelmesi gerekir. Ancak bu dönemde kendisini yormadan ve aktif çalışmadan sakınmalıdır. Hastalarda birkaç hafta süreyle bir akıntı olabilir. Bu zaman içinde azalarak düzene girer. Birkaç ay içinde miyomda fazla küçülme beklenmemelidir. Daha sonra miyomda yumuşama ve küçülme gerçekleşmeye başlar. Artık hastalarda miyoma bağlı olan şikâyetlerde azalma gösterir. Bu iyileşme sürecinde hastayla devamlı şekilde irtibat halinde olunur ve gerekli kontrollerin yapılması sağlanır. Bu tedavinin olumlu etkilerinin tam olarak yansıması 6 ayı bulacaktır. Bu sürenin sonunda MR çekilir ve miyomlar yeniden kontrol edilir.