Neredeyse evli her çiftin hayali aileye bir bireyin daha katılması, bir bebek dünyaya getirmektir. Doğal yollarla bebek sahibi olamayan çiftler, tüp bebek tedavisine başvururlar. Bu uygulama sürecindeki ilerleme ve gelişmelerle (tedavi aşamaları, ilaç kullanımı)tüp bebek tedavisindeki başarı oranı her geçen gün daha da artmaktadır. Fakat tedavi sürecindeki tüm bu gelişmelere rağmen hala tam anlamıyla %100 bir başarı sağlanamamıştır. Bu durum doğal yollarla bebek sahibi olamayan kimi çiftlerin tüp bebek yöntemiyle de neden sonuç alamadığının da açıklamasıdır. Bu tür çiftlerde sonucun başarılı olması adına tedaviye ek, ilaç ve bazı yöntemler uygulanmaktadır.
Kullanılan tedavilerden bazıları;
● Kan pıhtılaşmasını azaltan bazı ilaçlar (aspirin, heparin vb.)
● Embriyo yapıştırıcısı (embriyo glue)
● Magnetik sperm seçici
● Ko-Kültür (yapay rahim)
● Viagra
● Antioksidan kullanımı
● Embriyo transferi sonrasında destekleyici tedavi zamanlaması
● Lenfosit aşısı
● DHEA (Böbrek yakınlarındaki bir bez tarafından üretilen ebeveyn hormon.)
Uzun süren çalışmaların sonucunda tüp bebek tedavisindeki başarısızlığın en önemli sebeplerinden birinin “anti fosfolibid sendrom” olduğu anlaşılmıştır. Bu sendrom kılcal damarlardaki kanın pıhtılaşma özelliğinin artması sonucunda mikroskobik kalıntılar oluşması ve büyümekte olan fetusa giden kan akışını yavaşlatarak fetusun ölümüne yol açması durumudur ve dolayısıyla bu durum gebeliği önlemektedir. Aspirin ve heparin gibi ilaçlar kandaki pıhtılaşmayı olması gereken seviyede tuttuğundan tüp bebek tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Fakat ilaçların işe yaradığını gösteren çalışmaların olduğu gibi öte yandan başarısızlıkla sonuçlanan araştırmalar da olmuştur. Tedavide düşük doz ilaç kullanımı canlı doğum için olumlu etkilere sahip değildir.
Embriyo Glue
Embriyo Glue, embriyo transferi sırasında oluşturulan kültür ortamıdır. İçerisinde Hyaluronan denilen bir madde vardır. Bu madde ile embriyonun rahim duvarına yerleşme ihtimalinin arttırıldığı düşünülmektedir. Fakat Hyaluronan’ın rahim içi dokusu ile embriyo arasında nasıl bir etkisi olduğu tam olarak bilinmemekle beraber hücrelerin birbirine tutunmasında etken rol oynadığından embriyo transferi sırasında kullanımı uygun görülmüştür. Tedavide yaygın olarak kullanılmasına rağmen, gebelik oluşturmayı arttırdığını gösteren yeterli sayıda bilimsel kanıta ulaşılamamıştır. Tüm uzmanların ortak görüşü, embriyonun yerleşme oranını yükseltmenin tek koşulu kaliteli embriyo elde etmektir. Fakat 35 yaş üstü bayanlarda embriyo kalitesinin düşük olmasına rağmen embriyo yapıştırıcısının embriyonun rahim duvarına yerleşmesini sağladığı görülmüştür.
Antioksidan kullanımı
Embriyo gelişimi laboratuvar koşullarında normalinden daha yavaş gerçekleşir. Araştırmalar sonucunda kesin bir olgu belirtilemese de bu durumun sebebinin okside edici stres kaynakları olabileceği varsayılmaktadır. Bu kaynaklar yüksek oksijen basıncı, ışık ve kültür ortamında kullanılan maddelerdir. Dolayısıyla antioksidan kullanılarak sorunun halledileceği düşünülmüştür. Yapılan pek çok araştırmanın sonunda yine kesin bir sonuca ulaşılamamış olmasına rağmen tüp bebek merkezlerinin çoğunda bu yöntem uygulanmaktadır.
Viagra
Tedavide en önemli etkenlerden biri rahim içi dokusudur (endometrium). Dokunun kalınlaşması rahime gelen kan akışına bağlıdır. Embriyo laboratuvarda oluşturulup rahime yerleştirildiğinde rahim duvarına tutunmazsa gebelik oluşmayacaktır. Viagra, rahim içi kanallar yetersiz kaldığında devreye girer ve nitrik oksitin damarların genişlemesi üzerindeki etki zamanını uzatır. Dolayısıyla rahim içi kalınlaşmanın yeteri kadar gerçekleşmemesi durumunda Viagra’nın gebelik ihtimalini yükseltebileceği düşünülmektedir. Bir diğer yandan rahim içi kalınlaşmayı önleyen en önemli nedenin rahimde gerçekleştirilmiş müdahaleler ya da başka sebepler yüzünden meydana gelen rahim içi yapışıklıklar olduğu da bilinmektedir. Bu yüzden Viagra kullanımından önce mutlaka rahim içinde yapışıklık olmadığından emin olunmalıdır.
Magnetik sperm seçici (Sperm mıknatısı)
Erkeklerde kısırlığa sebep olan en büyük etkenler sayıca yeteri kadar sperme sahip olunmaması, var olan spermlerin yeteri kadar hızlı hareket edememesi ve morfolojik bozuklukların olmasıdır. Son dönemlerde yapılan önemli çalışmalarda, spermlerde normal incelendiğinde bulunamayan sebeplerin de olduğu kanıtlanmıştır. Bu sebeplerle de gebelik ihtimalinin düştüğü bulunmuştur. Üzerinde araştırılan spermlerde apoptozis (hücrenin programlı ölümü) oranının arttığı belirtilmiştir. Hücrenin ölümüne sebep olan en büyük faktörler: radyasyon, kimyasal maddeler ve benzeri durumlardır.
Ko-kültür (Yapay rahim)
Tüp bebek tedavisinde kullanılan tekniklerden bir diğeri de kültür ortamında insan embriyosunun büyüyüp gelişebilmesi adına “besleyici hücre”, (farklı tür hayvanlardan farklı hücre tipi) kullanılmasıdır. Teorik bakıldığında bu besleyici katmanlar kültür ortamını, içerisine besleyici hücre ekleyerek desteklemektedirler. Bu bileşenler için net olarak bir şey söylenemese de, embriyo gelişimi için önemli bir etkisi olabilir. Kullanılan bu besleyici hücrelerin normal hızında artışına izin verilmez çünkü böyle bir durum hücrelerin içinde bulundukları ortamın besinini tüketmelerine ya da ortamı asitleştirmelerine neden olur. Bu durumda uygun hücre sayısına ulaşıldığı zaman belli bazı tekniklerle üremeleri kontrol altına alınır.
Kullanılan hücre çeşitleri her laboratuvara göre çeşitlilik gösterir. Yapay rahim alanında farklı türde hayvanların farklı doku hücreleri ciddi bir başarıyla uygulanmaktadır. Farklı türlerden hücre kullanılmasının yanında bazı tüp bebek merkezleri başka hücrelerin ortama zehir ya da virüs bulaştırabileceğini düşündükleri için embriyonun sadece biyolojik ebeveynlerinden birine ait olan hücreleri kullanma yoluna gitmişlerdir.
Besleyici hücrelerin kullanımıyla başarıya ulaşıldığı görüşünün yanında bununla çelişen bilgiler de vardır. Bu yolla embriyo kalitesinin arttığı bazı yayınlarda raporlanmış olsa da hamilelik oranlarında herhangi bir artış göstermediğini belirten bilgiler de bulunmaktadır. Bu nedenle tekniğin uzun yıllardan beri bilinmesine rağmen sayıca az merkez tarafından uygulanmaktadır. Ülkemiz de ise daha çok ticari bir amaçla kullanılan yapay rahim tekniği daha önce başarısız olan çiftlere mucizevi bir umut kaynağı olarak gösterilmektedir.
Lenfosit aşısı
Bu yöntemde embriyonun biyolojik ebeveyni olan babanın kanından ayrılan lenfosit hücreleri annenin cildinin altına yerleştirilir. Başarısız olmuş çiftlerde denenmiş fakat etkinliği kanıtlanmamış bir yöntemdir.
DHEA (Dehidroepiandrosteron)
DHEA, böbrek üstü bezinden salgılanan bir hormon olarak bilinir. Bu hormon vücutta testosteron ve östrojene dönüşmektedir. Yumurtalıklar üzerindeki etkisi tam olarak bilinmemekle beraber yöntemin uygulandığı, yumurtalık cevabının zayıf olduğu anne adaylarında tüp bebek tedavisinin başarı oranını arttırdığını belirten araştırmalar da mevcuttur. Fakat bu alanda görüş bildirmek için elimizde yine de yeterli miktarda çalışma mevcut değildir.
Embriyo transferi ardında destekleyici tedavi zamanlaması
Tüp bebek tedavilerinde yumurtaların vücut dışına alınma uygulanmasının yumurtalıklarda yol açtığı hasar ya da kullanılması gereken ilaçların beyin ile yumurtalık arasındaki bağlantıyı bozması nedeni ile gebelik için gerekli olan progesteron hormonu (kadınlarda ön hipofizden salgılanan, insan ve diğer hayvanlarda adet döngüsü, gebelik ve embriyogenezde önemli role sahip cinsiyet ve steroit hormonu) yeterince salgılanamaz ve dolayısıyla bu hormon başka yollarla (enjeksiyon vajinal ya da ağız) verilir. Tedavinin başlangıç, bitiş zamanı, tedavinin veriliş amacı, tedavinin ne kadar süreyle devam ettirileceği ya da hormonun hangi dozda verileceği konusunda ortak bir görüş bulunmamaktadır. Fakat pek çok tüp bebek tedavi merkezi progesteron tedavisini plesantanın oluşumuna yani 12.haftaya kadar sürdürmektedirler.
Yapılan çalışmalarda hormonun vücuda hangi yolla verileceği konusunda en etkili ve güvenli yöntemin enjeksiyon yoluyla yapılan tedaviler olduğu görüşünde fikir birliği sağlanmıştır. Buna rağmen enjeksiyon yoluyla yapılan tedavinin zorluğu nedeni ile pek çok tüp bebek tedavi merkezi vajinal uygulamaları tercih etmektedirler.
Comments