Anne ve baba olmanın hazzını yaşamak herkesin hayatının bir döneminde tatmak isteyecekleri türden bir duygudur. Evlilik bağını güçlendirmek ve gerçekten bir aile olmak için çocuk sahibi olmak isteriz. İnsan kendinden bir parça yaratma arzusuna engel olamaz. Kendini sonsuz kılmanın tek yolu bir çocuk sahibi olmaktır. Bu kimileri için çok doğal ve kendiliğinden gelişen bir durum olabilir ancak bazılarımız için bu yolda çabalamak gerekir. Büyük bir çabayla çıkılan bu yolda günümüzdeki en büyük destek ise tüp bebektir.
Tüp bebek kısaca anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin laboratuvar ortamında bir araya getirilmesi yani dış etmenler tarafından döllenme sağlanmasıdır. Tüp bebek tedavisi doğal yollarla anne ve baba olamayan insanlar için en çok kullanılan ve en bilindik yöntemdir fakat istenilen sonuçların alınabilmesi için bazı önemli ayrıntılara dikkat etmek gerekir. Bunlardan biri doğru hekimi seçmek diğeri ise kendinizi tedaviye psikolojik ve fiziksel yönden hazırlamaktır. Tüp bebek tedavisinin ilk denemede başarılı olma ihtimali düşüktür bu nedenle beklentiyi en başta düşük tutmalısınız. İlk başarısız denemenin ardından pes etmek yerine diğer deneme için bir süre dinlenmeyi tercih edin.
Tüp bebek tedavisinde yaş faktörü
Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen en önemli unsur yaştır. Yaş ilerledikçe yumurta verimliliği azalacağından zaman aleyhinize işler. Bu nedenle umutsuzluğa kapılıp tedaviyi bitirmek ve seneler sonra yeniden denemeye karar vermek sizi yine hüsran dolu bir sonuca götürebilir. 3 deneme sonrası hala başarı elde edilememişse buna tekrarlayan başarısız tüp bebek adı verilir fakat maddi ve manevi duruma göre tüp bebek denemeleri 10 defaya kadar tekrarlanabilir. Bu tamamen çiftlerin tercihine kalmış bir durumdur. İlk denemede başarısız olan çiftler bu andan itibaren içine düştükleri olumsuz tavır nedeniyle çevresinde oluşan her şeye negatif tepkiler vermeye başlarlar. Sorgulama süreci geçirir ve kendilerini bu konuda suçlarlar. Suçluluk psikolojisi ve değersiz olma düşüncesi şahsı sadece psikolojik olarak etkilemekle kalmaz bunun yanında stresin yol açtığı birçok hastalık için kolları sıvamış olurlar. Bu süreç her şeyden önce kendinizi psikolojik anlamda tedaviye hazırlamanızla başlar.
Psikolojik hazırlık süreci
Tüp bebek tedavisi ve psikolojik hazırlık süreci ayrı ayrı düşünülmemelidir. Bu tedavi çiftlerin evlilik hayatı üstündeki en büyük sınavdır. Tedavi öncesinde ve sonrasında her çift psikolojik olarak buna hazırlanmaya gereksinim duyar. Tüp bebek tedavisine başlama kararının alındığı ilk andan itibaren çiftler psikolojik bir savaş sürecine girmektedir. Eşlerden herhangi biri tüp bebek tedavisine karar vermiş olabilir fakat eşinin tedaviye yaklaşımı her şeyden önemli. Genellikle yaşanan sorun tedavi görmesi gereken tarafın kendini psikolojik baskı altında hissetmesi, kendini suçlaması ve toplum baskısını fazlasıyla hissetmesinden kaynaklı doğar. Kendini aşırı baskı altında hisseden ve bu tavrı davranışlarına yansıyan kişi ilişkisini riske atacak hareketler ve tutumlar sergileyebilir. Bu nedenle tedavinin daha karar aşamasında iyi bir psikolojik destekçi ye yani uzman bir psikoloğa başvurulmalıdır. İlk karar aşaması geçildikten sonra tedavi süreci çiftleri maddi ve manevi açıdan zorlamaya devam edecektir. Öncelikle çiftlerin bu tedavideki başarı oranlarıyla barışmaları gerekmektedir. Yani %100 bir başarının beklenmemesi gerektiği çünkü tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen birçok faktör olmasına rağmen oranın %40’larda seyrettiği bilinmelidir. Bu durumu baştan kabullenmeyen çiftler için tüp bebek tedavisi aslında baştan kaybedilen bir savaştır.
Belirtmek istediğimiz durum asla umutsuz olun gibi bir çıkarım içermez yalnızca tedavinin olumlu ve olumsuz her koşuluna kendinizi hazırlamalısınız. Olumlu sonuçlara alışmak için herhangi bir çaba sarf etmeniz gerekmez ancak olumsuz sonuçlar için hazırlıklı olmalısınız.
Tüp Bebek Başarısı ve Stres
Vücudumuz hormonlarımız tarafından yönetilmektedir yani hormonlar adeta vücudumuzun patronlarıdır. Hal böyle olunca stres altında salgılanan hormonlar binlerce hastalığa davetiye çıkarırlar.
Tüp bebek tedavisi stresli bir yol demektir. Tedaviye başlayan çiftler sonucu beklerken yoğun stres altında kalırlar ve bu vücut dengesini bozabilecek bir durumdur. Hatta öyle ki yumurtlama ve yumurta döllenmesini hatta embriyo kalitesini bile etkileyen unsurlar arasında stres vardır. Bilimsel araştırmalara dayanan stres, tüp bebek başarısı kanıtlanmış sonuçlar içerir. Strese engel olamasak dahi onu yönetmeyi ve ondan en az hasarla kurtulmayı kendimize hedef olarak koymalıyız. Seçtiğiniz doktor ve tüp bebek merkezi tedavi sürecinde sizi psikolojik olarak olumlu ya da olumsuz duruma sokabilecek en önemli unsurlardır. Tüp bebek merkezindeki şartlar ve doktor hasta ilişkisi fazlasıyla önem arz eder. Rahat hissetmediğiniz bir yerde psikolojik açıdan iyi hissetmeniz de mümkün değildir.
Her şeyin başı doğru doktor ve doğru tüp bebek merkezidir. Getireceği sonuçlar hem maddi hem manevi açıdan sizi etkileyecek olan bu tedaviden aldığınız ilk olumsuz denemede umutsuzluğa kapılıp tedavinin peşini bırakmayınız. Unutmamanız gereken diğer bir konu ise tüp bebek tedavinin mucizeler yaratamayacağıdır. Kısırlık tedavisi kadınların genellikle hayat kontrollerini kaybetme hissine neden olur. Bu durum bazen öyle bir hal alır ki depresyon kaçınılmaz olur. Depresyon yaşayan hastalar ise tedaviye çok sağlıklı cevap veremezler çünkü hormonları allak bullak durumdadır. Yaşadıkları umutsuzluk kaybetmiş hissine neden olur.
Kısırlık tedavisi komplekstir. Bu durumda hekime de fazlasıyla görev düşmektedir. Hastaya en uygun tedavi programı ve yine en uygun tedavi yöntemi seçilmelidir. Bilinmelidir ki stres zaten başlı başına bir kısırlık nedenidir.
Stresle Başa Çıkmanın Yolları
Olumsuz düşünmek ve olumsuz hissetmek işin en kolaya kaçan yoludur ancak gerçekten bebek sahibi olmak isteyen çiftler olumsuz düşünceleri bir kenara bırakarak hedefe kitlenmeli ve olumlu düşünmelidir.
Öncelikle eşler arası iletişimin her zamankinden çok daha iyi ve uyumlu olması gerekir. Çift olarak veya tek tek profesyonel destek alabilirsiniz. Yoga veya meditasyon yöntemlerini kullanarak stres yönetimini öğrenebilir bunu lehinize çevirebilirsiniz. Yoga ile sizi kaygıya düşüren yaşam kalitenizi azaltan düşünceleri beyninizden kovmanız mümkün. Dingin ve sakin olmak tedavi sürecinde yapabileceğiniz en önemli şeydir. Kullanılan alkol, uyarıcı madde, sigara gibi bağımlılık yaratan ve kullanılmadığında aşırı strese yol açabilecek her türlü maddeden tedavi öncesi kurtulmuş olmalısınız. Bu gebeliğinizi ve bebeğinizi olumlu yönde etkileyecektir.
Tüp bebek tedavisinde aklınıza takılan herhangi bir konu kalmadığına henüz tedaviye başlamadan emin olun. Tedavinin artı ve eksilerini, size getireceklerini ve tabi sizden götüreceklerini iyi bilin. Düzenli yürüyüşler, fiziksel aktiviteler ve sosyal çevreniz stresi azaltmanın en etkili yollarıdır. Yeni hobiler edinmenizi ve tedavi süresince zevk aldığınız işler yapmanızı tavsiye ediyoruz. Günümüzde akupunktur yöntemi de stres azaltmanın önemli yollarından biri haline gelmiştir. Kitap okumak zihni birçok gereksiz düşünceden arındırır. Özellikle kişisel gelişim kitapları bu süreçte size destek ve yardımcı olacaktır. Uyku düzeni düzenli hormonlar için ve fiziksel olarak bedeninizi yenilemek için hayati önem taşır. Bu süreçte yeterli uyku uyumalısınız. Beslenme düzeninize dikkat etmeli ve bol sıvı aldığınız bir program tercih etmelisiniz. Unutmayın ki her şeyin başı sizsiniz. Siz sağlıklı ve mutlu olmadığınız takdirde ne eşiniz için ne bebeğiniz için bir yarar sağlayamazsınız.
Başınıza gelebilecek herhangi bir sağlık sorunu sizi başarılı bir tüp bebek tedavisinden çok rahat alıkoyabilir bu nedenle siz de kendinizin en büyük dostu olmalı ve karamsarlığa düşmekten kendinizi kurtarmalısınız. Siz kendinize yardım etmek istemediğiniz sürece hiçbir profesyonel psikolojik yardım iyi hissetmenize sebep olmaz. Tedavide eşlerin desteği ise başlı başına bir konu. Her eş karşısındakine anlayışlı ve şefkatli olmalıdır. Bu el ele verdiğiniz sürece altından kalkacağınız bir tedavi sürecidir. Sonuç ne olursa olsun iki kişinin üstlenmesi gereken bir yüktür bu. Tedavi aşamasında birbirini yıpratan çiftler tedaviye olumlu cevaplar alsalar bile kırılan karşılıklı güven ve saygı bebek dünyaya geldiğinde onarılmayacaktır. Aksine bebek sahibi olmanın stresi sadece tedavi aşamasıyla sınırlı değildir. Bebeğin dünyaya geldikten sonraki evresi daha büyük streslere neden olabilir. Bu tedavi süreci belki de doğacak bebeğinizin ve onu büyütürken içine düşeceğiniz stresli anların bir öğretmenidir.
Kısaca özetlemek gerekirse hormonlarınızı stresin yönetmesine izin vermeyin ve doktor tercihi yaparken seçici davranın. Tedavi öncesinde başınıza gelecek olumlu ve olumsuz tüm olaylar hakkında yeterli bilgi ve donanımı edinin. Psikolojik destek almayı mutlaka deneyin ve kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan aktivitelerde bulunun. Spor, yoga, kitap ve müzik bu süreçte size iyi hissettirecek aktivitelerden bazıları. Kendi ruhsal sağlığınız için bunları denemekten kaçınmayınız.
Comments