Lohusalık, doğumdan sonra anne vücuda gebelikte meydana gelen değişikliklerin doğum öncesi haline geri dönmesi sürecine verilen isimdir. Postpartum dönem veya puerperiyum dönemi olarak da ifade edilir. Genellikle bu sürecin 6 haftada büyük ölçüde tamamlandığı düşünülür.
Lohusalık döneminde uterus (rahim), vajina (hazne), perine (apış arası), karın duvarı ve memelerdeki değişikliklerden kısaca bahsetmek gerekirse;
Uterus (Rahim)
Gebelik döneminde rahim (bebek hariç, plasenta, sıvılar, vb. dahil) yaklaşık 1000 gr ağırlığındadır. Doğumdan sonra 6 hafta içinde, rahim 50-100 gr. ağırlığa kadar çekilir.
Doğumdan hemen sonra, rahim fundusu (rahimin en üst kısmı) anne göbek düzeyinde veya yakınında dokunmakla belirgin olarak hissedilir. Doğumdan sonraki ilk 2 hafta içerisinde büyüklük ve ağırlık olarak azalma ile çoğu lohusada rahim gerçek pelvis denen karın içi bölgeye dönerek elle belirgin hissedilemeyecek seviyeye kadar azalır.
Takip eden birkaç hafta içinde de rahim boyutu gebelik öncesindekine göre genellikle daha büyük kalsa da, rahim yavaş yavaş gebelik öncesi durumuna döner. Endometrial tabaka rahimin iç duvar tabakası olup, doğum sonrası hızla yenilenir ve doğum sonrası 7. günde endometrial bezler çoktan oluşmuştur. Doğum sonrası 16. günde endometrium plasentanın bulunduğu bölüm hariç tamamen yenilenmiştir. Endometriumun plasentanın bulunduğu yüzeyi lohusalık döneminde birçok değişiklikler olur. Doğumdan hemen sonra rahim atardamarlarındaki düz kas hücrelerinin kasılması ve miyometrium denen rahim kaslarının kasılması ile rahim toplar damarlarının bası altında kalması (bu olaya fizyolojik bağlanma denir) ile rahimdeki kanama kontrol altına alınır. Plasental yatağın yenilenmesi sırasında loşi adı verilen vajinal akıntı oluşur. Plasental yatak, doğum sonrası yarı yarıya azalır ve plasental yataktaki değişiklikler, loşi miktar ve kalitesinde de değişikliklere neden olur.
Doğumdan hemen sonra rahimin kasılıp kanama kontrol altına alınana kadar büyük miktarda kanama olur. Kanama kontrol altına alındıktan sonra ilk etapta loşi rubra denen kırmızı renkli vajinal akıntı görülür. Bu akıntı iyileşme ve yenilenme süresince değişerek, önce kahverengimsi sulu loşi seroza ve haftalar sonrasında da loşi alba denen miktarı giderek azalan sarımsı beyaz renkli vajinal akıntı haline gelir. Loşinin sonlanma zamanı değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 5 hafta civarıdır. Lohusaların %15’inde 6 hafta ve sonrasına kadar sürebilir. Genellikle plasental bölgedeki yaranın kabuğundan ayrılmasına bağlı olarak doğumdan sonraki 7-14. günler arasında vajinal kanama miktarında artış görülebilir. Bu gecikmiş doğum sonrası kanamanın (postpartum hemorji) klasik olarak görülme zamanıdır.
Serviks (Rahim ağzı)
Serviks doğum sonrası kısa sürede gebelik öncesi durumuna döner, ancak ilk hali gibi olmaz. Serviks dış kısmı doğumdan bir hafta sonra bir parmak rahatlıkla giremeyecek kadar kapanır.
Vajina (Hazne)
Vajinanın iyileşmesi ve yeniden şekillenmesi sürecinde küçülme olur, ancak boyut olarak doğum öncesi büyüklüğe geri dönmez. Emzirmeyen lohusalarda vajinal artmış damarlanmanın azalması ve ödemin çözülmesi ile vajinada ruga adı verilen katlantıların tekrar oluşması 3 haftayı bulur. Emziren lohusalarda bu süreç azaltmış östrojen hormunu seviyelerine bağlı olarak 6-10 haftayı bulur.
Perineum (Apış arası)
Perineum doğum sırasında gerilmiş, travmaya uğramış, yırtılmış veya kesilmiş olabilir. Şişmiş ve genişlemiş dış genital organlar 1-2 haftaya kadar yenilenir. Bu bölgedeki kas tonusu 6 haftaya kadar yeniden gelebilir, daha fazla iyileşme ise bir kaç ay alabilir. Eğer bu bölgelerdeki kaslarda, sinirlerde ve bağ dokularında ileri derecede hasar oluşmuş ise, kas tonusu normale dönemeyebilir.
Karın duvarı
Karın duvarı yumuşak ve kötü tonusta olmaya haftalar boyunca devam edebilir. Karın duvarının doğum öncesi haline dönmesi, daha ziyade annenin yapacağı egzersizlere bağlıdır.
Overler (yumurtalıklar)
Overlerin normal fonksiyonlarına dönmesi, lohusanın emzirip emzirmemesine göre çok değişkenlik gösterir. Emziren annelerin amenore (adet görememe) ve anovulasyon (yumurtlayamama) süreci emzirmeyenlere göre daha uzundur. Emzirmeyen annelerde ovulasyon (yumurtlama) doğumdan 27 gün sonra gibi erken dönemde olmaktadır. Çoğu kadında adet döngüsü doğumdan sonra ortalama 12 hafta gibi başlamakta olup ortalama ilk adet görme zamanı ise 7-9 hafta gibidir.
Emziren annelerde ise adetlerin geri dönmesi, bebeğin hangi sıklıkta ve miktarda emzirildiği, ek mama kullanılıp kullanılmadığı gibi bir çok faktöre bağlı olarak oldukça değişkenlik gösterir. Emziren annelerde yumurtalıkların normal fonksiyonlarına dönmesi, memelerden süt salgılanmasını sağlayan prolaktin hormon seviyesinin yüksekliğinden kaynaklanır. Emziren her 4 annenin 3’ünde normal adet döngüsü doğumdan 36 hafta sonra gibi geri gelir.
Memeler
Memelerde gebelik dönemi boyunca doğum sonrası süt salgılanmasına yönelik gerekli değişiklikler olur. Doğum sonrası süt gelinen en erken hafta 16. gebelik haftası gibidir. Laktogenez ( süt üretimi) bebek doğumunu sonrası plasentanın doğumunu takiben azalan östrojen ve progesterona oranla yüksekliğini sürdüren prolaktin hormonu sayesinde başlamaktadır. Eğer anne emzirmez ise prolaktin seviyesi 2-3 hafta içerinde azalır.
Doğumdan sonraki 2-4 gün içerisinde ilk etapta gelen anne sütüne klostrum denir. Yüksek protein içeriğine sahip olup bebek için koruyucu özellik arz eder. Emzirmenin olması süt salgılanmasını arttırır. İlk hafta içinde süt olgunlaşarak bebeğin ihtiyaçlarını karşılayan besin maddelerinin tamamını ihtiva eder hale gelir. Sütün ihtiva ettiği besinler bebeğin ihtiyaçları doğrultusunda değişkenlik gösterir.
Normal Doğum veya Sezaryenden Sonra Lohusalık Sürecinde Bir Fark Var mıdır?
Normal doğumla, sezaryen doğum arasında lohusalık yönünden çok büyük fark olmamakla birlikte sezaryen doğum yapanlarda yara yerinin iyileşmesi ve hareket etmede güçlük yaşanabilir. Normal doğum yapanlarda vajinal bölgeye yapılan kesinin de yürüme de güçlük yaratabileceği aşikardır.
Comments