top of page

Kök Hücre ve Kordon Kanı Bilgilendirme


Kök Hücre ve Göbek Kordon Kanı

Bedenlerimiz, sperm ve yumurtanın birleşimi ile oluşan ve ana karnında korunarak gelişen tek bir hücreden köken almaktadır. Köken hücre, ergin bireyin yaşamını sürdürmesine imkan tanıyan tüm doku ve organ sistemlerini kurar. Kök hücre, bu durumda çoğalan bir veya bir grup hücreden ziyade dönüşebilen veya kaynak olabilen bir hücredir.


Ana karnında oluşan ilk hücre veya hücre grubu, bebeğin gelişi süresince her bir doku ve organın işlevsel taslağını ve oluşan dokuların hayat boyu sürekliliğini sağlayacak kaynak hücreleri oluştururlar. Gebeliğin ilk günleri ve ayları süresinde, pluripotent (sınırsız potansiyelli) hücre olarak bilinen, bebeğin beden dokuları ile beraber plesantayı oluşturan hücre grubu, doku-organ taslakları oluştukça multipotent (sınırlı potansiyelli) ve progenitör (öncül) hücrelere dönülürler. Bu hücre grubu, yaşla beraber bedenin kitlece büyümesine ve hastalık veya kazalar sonrasında yıpranmaların giderilmesinde görev alırlar. Her kesilme sonrasında saç ve tırnaklarımızın, dökülen derimizin; sıcak veya soğuk beslenme nedeniyle kaybolan tat duyumuzun (kaybolan tat alama hücrelerimizin) geri kazanılmasında görev üstlenirler.


Erişkin evrede kök hücrelerin gerçekleştirdiği bu olağanüstü sürecin anlaşılırlığı, 1960’lı yıllarda başlayan ve günümüze kadar gittikçe hızlanan ve derinliği artan çalışmalar ile sağlanmıştır.  Kök hücrelerin ve işlevlerinin daha iyi anlaşılması, tedavisiz ve hatta ölümcül bilinen hastalıklara çözüm oluşturulmasını sağlamıştır. Bu yönde atılan en büyük adım 1970’lerde başlayan kemik iliği nakilleridir. Kemik iliği nakli, bir kök hücre naklidir. Sağlıklı bireylerden temin edilen ve hastaya aktarılan kök hücreler, kan kanserleri, kalıtımsal kan hastalıkları ve diğer bir çok ölümcül hastalıkta iyileşme kaynağı olmaktadır. Kısaca kök hücre uygulamaları, tedavi reçetesi olarak otuz yılı aşkın bir süredir kullanımdadır.


Kök hücre tedavilerinde en sıklıkla kullanılan kaynak kemik iliğidir. Ancak, kök hücrelere daha kolay ulaşılabilir yeni kaynaklarının öğrenilmesi ile kemik iliği kullanımındaki öncelik kaybolmaktadır.


Kök hücrelere bebeğin doğum sonrasında atılan plesentası içerisinde biriken ve bebeğin kendi kanı olan göbek kordonu kanından sağlanabilmektedir. Üstelik bu kaynaktan zahmetsizce elde edilebilen kök hücrelerin, kemik iliğin kök hücrelerine göre tedavilerde daha güvenle kullanılabildiği anlaşılmıştır.


Kordon Kanındaki Kök Hücrelerin Kemik İliğine Göre Avantajları

Kemik iliğinden elde edilecek kök hücrelerin alınması acı verici bir cerrahi işlemle gerçekleştirilmekte olup işlem için uzun bir hazırlık dönemi gerektirir. Kemik iliği kök hücrelerinin Aile dışından hastayla doku uyumu %100 sağlanan donör (verici) bulma şansı milyonda birdir.


Kordon kanı kök hücreleri ise doğum sırasında acı ve zahmet vermeden toplanabilmektedir. Ön hazırlık gerektirmeden heran nakil için uygun bir kaynaktır. Kordon kanı kök hücreleri henüz bağışıklık sistemi gelişmemiş olduğu için hasta ve donör (verici) arasında %100 uyum gerektirmeden güvenle nakil edilebilmektedir.


Kordon Kanı Kök Hücre ile Tedavi Edilebilen Hastalıklar

Vücudumuzda çok sayıda bulunan farklılaşmış hücreler ciddi hasar görmüş ya da hastalanmış ise doğal yollarla yenilenemezler. Göbek Kordon Kanı Kök hücreler bu hastalanmış ya da hasar görmüş hücrelerin yerine sağlıklı ve işlevsel hücreler oluşturmak için kullanılırlar. Yaygın olarak başta kan ve kemik iliği kaynaklı kanserler olmak üzere çeşitli kanser tiplerinde, kemik iliği ve bağışıklık sisteminin yetmezlik durumlarında tedavi amacıyla kullanılmaktadırlar. Bunların dışında 40 farklı hastalık grubunda deneysel olarak kullanılmaktadır.


Kordon Kanı Alma İşlemi Nasıl Yapılır?

Gebeliğin 32. haftasına gelindiğinde, kordon kanı saklama işlemini gerçekleştirecek olan merkez belirlenip, kordon kanı toplama kiti ve dokümanlar temin edilmelidir. Doğum anına kadar kordon kanı toplama kiti oda ısısında muhafaza edilmelidir. Doğuma giderken anne ve baba adayları gerekli kit ve dokümanları yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.


Kordon kanı doğumu gerçekleştiren hekim ve/veya görevli kişi tarafından doğum anında toplanacaktır. Anne adayının normal ya da sezaryen yoluyla doğum gerçekleştirmesi kordon kanı toplama işlemi için herhangi bir farklılık yaratmayacaktır.  Kordon kanı toplama işlemi kesinlikle ne anneye ne de bebeğe acı vermez, risk taşımaz, doğum sürecini etkilemez. Süre yaklaşık 3-5 dakika kadardır. Alınan kan 60 – 120 ml civarındadır. Toplanan kan en geç 30 saat içerisinde kordon kanı saklama merkezine temsilci yada aile tarafından ulaştırılır. Kordon kanı merkeze ulaşıncaya kadar oda sıcaklığında muhafaza edilmek zorundadır. 

Comments


bottom of page