top of page

Çikolata Kistinin Belirtileri Nelerdir?


Tıpta Endometriozis adı ile bilinen çikolata kisti genellikle 30 yaş üzeri bayanlarda ve daha çok üreme dönemindeki genç bayanlarda sıklıkla rastlanılan bir rahatsızlıktır. Bilinmeyen sebeplere bağlı olarak ters yönde ilerleyen bir miktar adet kanının içerisinde bulunan endometrium hücrelerinin, bazen tek yumurtaya, bazen iki yumurtaya, bazen makat çıkışına yakın bir bölgeye ve bazen de karın zarına yapışması ile ortaya çıkan, 4cm ile 15 cm arasında değişen, içerisinde kahverengi bir sıvı biriktiren ve kanserli hücre oluşma ihtimali binde 4 ile 6 arasında olacak kadar son derece nadir olan bir kisttir. Bu kistlerin belirtileri ise daha çok adet sancıları ile ortaya çıkmaktadır. Adet dönemlerinde sıklıkla rastlanan adet sancıları, ağrı kesici ilaçlar ile geçerken, çikolata kistinin adet sancısından ayırt edilebilen özelliği ise ağrısının ilaçla geçmeyecek kadar sancılı olmasıdır. Sadece adet dönemlerinde olmamakla birlikte gündelik yaşamda da şiddetli sancılar yapan bel, sırt ve karın ağrıları ile bacaklarla görülen ağrılar da bu kistin habercisi olabilmektedir. Bulunduğu bölgede kanamalar yapabilen ve böylece ağrılara sebep olan kistin diğer belirtileri arasında ise vücutta oluşan deri altı morlukları, adet kanaması ile birlikte burun kanamasının da her seferinde yaşanmaya başlanması, bir süre devam eden kısırlık durumu, cinsel ilişki sırasında yaşanan şiddetli ve rahatsız edici boyuttaki ağrılar ve idrarda ya da dışkıda kan görülmesi gibi belirtilerdir. Tüm bu şiddetli belirtilere nazaran herhangi bir yere tutunmuş ve varlığını sürdüren ancak herhangi bir belirti göstermeyip tamamen tesadüfî şekilde bulunan kistler de yok değildir.

 

Çikolata Kistlerinin Evreleri ve Boyutları

Çikolata kisti denilen endometriosis kisti, rahim içinde oluşan kanamanın ters yönde ilerleyerek yumurtalıklara yapışması ya da rahim dışında kendine uygun bir yer bularak, yapışkan yapısından da yararlanarak yer edinmesi ve orada devamlılığını sürdürmesi olarak bilenen bir kist oluşum türüdür. Bu türün boyutları ve yer aldığı bölgenin genişliği baz alınarak bazı genellemeler yapılmakta, bu genellemelerin sonucunda da çikolata kisti olarak bilinen endometriosis, dört aşamada ve boyutta sınıflandırılmaktadır.


İlk evrede minimal boyutta bulunan kist, 2.evrede hafif, 3.de orta ve son evrede de şiddetli olarak sınırlandırılmış, bu sınırlandırmaya kitlenin büyüklüğü, renginin koyuluğu, yerleşim yerindeki miktarı ve ağrı şiddeti de hesaba katılmıştır. İlk ve ikinci evrelerdeki ve boyutlardaki kistlerin daha çok karın bölgesinde, karın zarına yapışık halde bulunduğu saptanırken, ileri seviyede sayılan diğer iki evredeki kistler daha çok alan kaplamasıyla ve renklerinde koyulukları ile dikkat çekmektedir. Kistin büyüklüğünün de baz alınarak hesaplanması ile yaklaşık 3cm boyutunun üzerinde olan kistlerin yaklaşık 3.evrede ele alındığını da göstermektedir. Hastalığın en şiddetli evresi sayılan 4. ve son evresi ise daha çok rektuma (makatın çıkışına yakın) yerleşen kistler olarak tanımlanmıştır. Bu evreler, kistin alınması için cerrahi bir operasyon mecburiyeti gerektirmeksizin, jinekoloji ultrasonları ile yapılan görüntülemelerde renklerine ve boyutlarına bağlı olarak yaklaşık yüzde doksanın üzerinde bir başarı sağlanarak saptanabilmektedir.


Çikolata Kisti En Sık Kimlerde Görülür?

Çikolata kisti, rahimdeki bir döngünün küçük bir sapması ile oluşan ve adet kanamasına bağlı olarak ortaya çıkan bir durum olduğu için, erkeklerde görülmesi mümkün değildir. Sadece bayanlarda rahimsel bir rahatsızlık durumu olarak ortaya çıkan çikolata kisti, günümüz teknolojisine ve tıbbi gelişime rağmen hala sebebinin tam olarak bilinememesi ve daha çok üremeyi etkileyen problemlerin yaşandığı çağımızın bir hastalığı olarak görülmektedir. Çok şiddetli ağrılara, sancılara ve gündelik yaşamı etkileyebilecek durumda dayanılmaz rahatsızlıklara sebep olabildiği gibi, herhangi bir belirti göstermeksizin de tamamen tesadüfî bir şekilde kistin bulunması da mümkündür. Ayrıca yapılan araştırmalar da ortaya çıkmıştır ki; bu rahatsızlığın genetik olarak geçmesi mümkündür ve birinci dereceden olan akrabalarda görüldüğünde, hastalığın oluşma riski de yedi kat daha artmaktadır. Sıklıkla cinsel ilişki sırasında aşırı ağrı yaşayan, rahim bölgesinde çok sık ağrı yaşayan ve yumurtalık kisti için kontrole gelen bayanlarda rastlanan çikolata kisti, en çok üreme çağındaki ve gebeliğe elverişli olan genç bayanlarda görülmektedir.


Çikolata Kisti Cerrahi Operasyon Sonrasında Tekrar Ortaya Çıkar mı?

Çikolata kisti, rahim dışına yerleşen ve büyüme hormonlarından beslenerek varlığını devam ettiren bir kist türü olması sebebi ile bazı kişilerde cerrahi müdahale ile tamamen temizlendikten sonra her ne kadar tekrar ortaya çıkmasa da, bazı kişilerde bu durum tekrar tekrar ortaya çıkabilmektedir. Bunun kişiden kişiye değişmesinin asıl sebebi için kesin bir şey söylenememekle birlikte, bu durum operasyonu yapan uzman hekimin müdahaledeki başarısıyla ve bilinmeyen bazı etkenlerle orantılıdır. Cerrahi müdahale sırasınca her ne kadar görünen tüm parçalar büyük bir titizlik ile temizleniyor olsa da, gözle görülemeyecek boyuttaki kalan hücresel yapılar, vücutta salgılanan hormonlardan beslenmeye devam ederek tekrar büyüyerek ortaya çıkabilir. Ancak bu durumun oluşup oluşmayacağı önceden tahmin edilememesine rağmen, operasyon sonrası uygulanacak ilaç tedavisi ile riski ve oluşma süresi minimum boyuta indirilebilir. Operasyon sonrası kullanılması uygun görülen ilaçlar ise tam olarak hücrelerin büyümesine odaklıdır ve kanamayı önleyici yapıya sahiptirler.


Çikolata Kisti ve Tüp Bebek İlişkisi Nedir?

Günümüz teknolojisinde dahi çikolata kistinin nedeni saptanamamakta, bu sebeple de kistin oluşmasını ya da kisti yok edici bir tedavi yöntemi geliştirilememektedir. Ancak üreme konusunda yumurtalıklara da yapışarak üremeyi engelleyici boyuta kadar gidebilen kistler temizlendikten sonra, hastaların neredeyse yarısında normal yolla hamile kalma şansı yakalanabildiği gibi, gebe kalamayan bayanlar için de tüp bebek yöntemi uygulanabilmektedir. Yumurtalıklara hasar vermeyen ancak normal yolla gebe kalmayı dışındaki yapışkan yapısı ile engelleyebilen çikolata kisti, son yapılan araştırmalar neticesinde hastaya ağrı ve yaşamını aksatıcı boyutta bir rahatsızlık vermediği sürece ve binde 4 ihtimalle de olsa kanser hücresi içermediği sürece, tüp bebek yapmak için çikolata kistinden kurtulmanın hiçbir faydası olmadığı gözlenmiştir.


Tüp bebek konusunda yaşanan tüm tutma oranlarının, düşük oranlarının ve sağlıklı doğum oranlarının, çikolata kisti bulunan hastalarda da aynı derecede olması, çikolata kisti ile tüp bebek arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını kanıtlamıştır. Bu sayede tüm hamile kalmak isteyen anne adayları, bir seneden fazla hamile kalamayan ya da babanın spermindeki bozukluk nedeni ile hamile kalınamama durumlarında anne adayları, rahatsızlık vermeyen bir çikolata kisti olsa dahi, tüp bebek yapmaya yönlendirilebilir, tüp bebek denenebilir ve herhangi bir riskli durumla karşılaşılmamaktadır. Çikolata kistinin şiddetli ağrıların yanında aynı zamanda herhangi bir belirti göstermeden tesadüfî bulunma oranı da, en az şikâyetle saptananlar kadar fazla olduğu için, bu kiste sahip olan anne adaylarının ve zaten normal yollardan hamile kalamayan, tüp bebek tedavisinin uygun görüldüğü anne adaylarının, tedavi uygulanması için bir operasyona mecbur bırakılması doğru olmamakla birlikte, mecbur kalınmadığı sürece sadece tüp bebek için değil hiçbir müdahalenin yapılmaması önerilmektedir. Sağlıklı olan yumurtalıklara da hasar vermesi riskine karşın en güvenilir ve sağlıklı yol, kistin kontrol altında tutularak bulunduğu bölgede seyrine devam etmesine izin vermektir.

Comments


bottom of page